“Geçmişin zincirlerini kıran, geleceğin yolunu çizer. Ancak her özgürlüğün bir bedeli vardır. Ve bazı bedeller, yalnızca kanla ödenir.”
Binlerce yıl önce, tanrılar insanlığın hırsını kullanarak Medio’yu mühürledi. Önce bir ihanet, ardından hırs diyarı çökertti ama toprakların derinliklerinde unutulmuş bir güç hâlâ yaşıyordu. Bu güç yok edilemedi, sadece susturuldu. Şimdi, Medio bir kez daha intikam istiyordu.
Olanların merkezinde Alya vardı. Bir zamanlar Diyarın Nefesi olan prenses, yasak bir büyüyle kehanetin kapılarını aralamış; bu büyü, yalnızca bir çağın değil, tanrıların ve evrenin de sarsılmasına neden olmuştu. Yaptıklarının bedeli olarak tanrılar onu kaçırdı, lanetledi, hafızasını çaldı. Ama unuttukları bir şey vardı: Bazı kehanetler yok edilemez, yalnızca ertelenirdi.
Geçmişin izleri ve geleceğin fısıltıları birleşirken, Alya kendi hakikatine uyanmak zorundaydı. Bu yalnızca bir dönüş değil, kanla ya Devamını Göster