1 Ocak, Saat 02.15
“Felaket anı kovalar.”
İtfaiye sesleri, burnuma dolan keskin duman, dört bir yanımı saran alevler, ambulans sirenleri. Uykumdan uyandığım an kulaklarıma dolan sesler. 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece. Yılın ilk günü. İlk gece yarısı.
Doruk yılın ilk yarışına gitmiş, bense geç olmadan dünün yorgunluğuyla yatağa girmiştim. Ta ki o sese kadar. Burnuma dolan dumana kadar. Evimiz yanıyordu…
Yerimden kımıldayacak gücüm yoktu. Şok olmuş bir hâlde uykulu gözlerimi tutuşan perdelerde, eşyalarımda, masamın üzerindeki çerçevede gezdiriyordum. Göktuğ ve benim resmim tutuştuğu an büyük bir farkındalıkla yerimden kalktım fakat beklemediğim bir şey oldu. Hiç beklemediğim, hesapta olmayan bir şey. Tavandan savrulup yanağımın sağ tarafına düşen ateş parçası ve dudaklarımdan kopan acı feryat...